gerçekten yalnızım aslında, hani bir kuş konsa pencere kenarına bir derdim uçup gidecek gibi
işte o kadar sessiz esiyor rüzgar, kapı bile gıcırdamıyor artık
mum kokusu eskileri hatırlatır diye ışıkları bile açmıyorum
ama ben diyerek çıkıp gelse biri, ama sen diye devam etsem
bir hayal gibi gelse bir uyku gibi kaçsa özlemlerim
dibinde uyuklarım kapının, çalındığında kim o diyebilmek için, sırf ben diyebilmen için
en azından yeni bir sayfa açarız ardının ize kalmış bir sayfa
anca o tamamlar geceyi sen tamamlarsın bizi, ki uzun zaman oldu dilimizden düşüremediklerimizi tamamlamayalı
uzun uzun bakışmayalı çok uzun zaman oldu
mezarı hazır düşler biriktirdim yastığımın soğukluğunda
yalnızlığım vakur başı dik
daha kanıma işlenmemiş yokluğun yanımdayken seni unutmak mümkün mü?
isteseydin tenine düşen yağmurların bile hesabını verebilirdin
düşlerim kimsesiz, ki kim kimsesiz kim sessiz kalabilirdi yalnızken
kim susuz ve aç kalabilir nefes alırken
sen benim aşım sen benim aşk diye tanımladığımsın
kim yalan derse sevgime odamı gösteririm, ki odam yatsıdan sonra da yanmaya yeminli mumlarla aydınlanır
yoksun kaldım çoğu zaman sen yoksun diye aştan, yoksunluğa vurdum kendimi
yoksun diye kendimi bile sevmedim, sevemedim
sen hayallerimde gezerken ben seni sevdiğimde kaybettim kor yanımı
seni sevdiğimde alev aldı sol yanım
dört duvar arasında aşkın gurbetindeyim
damla damla aşındırıyorum hasretini
inanıyorum ki inanmak her şeyi değiştirir
yalnızlığa bezenmiş suretin bedenimin izi kalmış tükenmiş bir kalemin ucunda
tek bir sorun var ne zaman seni sevdiğimi söylesem solumda ki melek kulağıma fısıldar
kime yazayım...
Puhten